23 Haziran 2010 Çarşamba

Şansıma...

Sayın okurlar, uzak şehirden misafirlerim var. Annem sağolsun, kendileri gece benim odamda yatacaklarından ve gün içinde onlarla takılmam gerektiğinden, bilgisayar açmaya dahi vaktim olmayacak. Olan vaktimde de yazı yazamayacağım zira bir yazı için genellikle en az 1 saat uğraşıyorum. Onlar varken böyle bir imkânım da olmayacak.

25 Haziran'da Sonisphere'e gideyim de bir gün olsun kafamı dinleyeyim. Sahne önü alamasam da saha içi aldım. Tribünlerden izleyecek pis fakirler varmış diye duyum aldım, bana ulaşırlarsa (takimdanayriduzkosuyapanadam@windowslive.com) konser günü Beşiktaş semalarına ulaştığım vakit, birlikte "hoşça vakit geçirebileceğimiz" aktivitelere dalabiliriz.

Bu kalıba da kıl oluyorum, hoşça vakit geçirmek... Neyse hacım, tekrar kusuruma bakmayın. İskandinav ligleri ve bu blog bir bütündür, bölünemez. En kısa zamanda karşınızda olmak dileklerimle, esen kalın.

22 Haziran 2010 Salı

FH-ingar Bestu!

Başlığın ana fikri, Hafnarfjarðar'ın en iyi olduğu. Biraz süperlatif falan bakayım dedim İzlandaca. Good-better-best, góður - betri - bestur oluyor fakat "bestur"un ne olduğu bilindiğinden, "bestu" oluyor. Çok hoş. Belki böyle değildir, ben öyle gördüm. "Of salak, hava mı atıyo ya?" diyeceksiniz. Hayır, benim söylemek istediğim şu ki, en büyük Hafnarfjarðar. O kadar!

İsterseniz dün akşam oynanan maçlara bakalım İzlanda'da... Ve 8 hafta sonunda şekillenen puan durumuna. Siz istemeseniz de bakacağım ben, çünkü çok güzel oldu çok iyi çok güzel oldu bu haliyle İzlanda. 6 yaşımdan beri İzlandacıyım, böyle lig görmedim. Maç sonuçları ve maçlarla ilgili hede...

Haukar: 2 - Grindavík: 3

Sezona berbat başlayan, haftalarca bırakın puan almayı, gol dahi atamayan Grindavík, kendisi gibi puan özrü yaşayan ve ligin dibine demir atan Haukar deplasmanındaydı dün akşam Türkiye saatiyle 23:00, İzlanda saatiyle 20:00'de. Haukar, bu ligin en kıdemli asansör takımıdır ve Hafnarfjörður menşeilidir. Öyle ki, bu abiler sezon başında bir alt ligdekilere "beyler ben bu sene iniyorum kimin çıkacağına karar verin aranızda" derler. O derece kıdemliler... Ama kıdem mıdem işlemiyor tabi elin gavuruna.

Son haftalarda aldığı puanlarla dikkatimi çeken ve toparlandığı yönünde sinyaller veren Grindavík'in bu maça da o şekilde başlayacağını düşünüyordum fakat öyle olmadı. Her iki tarafın da kabız oyunu, ilk yarıda 2 gol getirdi. İşin garibi, bu iki golün de, şu anki form durumuyla Grindavik'in yanına dahi yaklaşamayacak olan Haukar'dan gelmiş olmasıydı...

18'de Gunnlaugson ve 42'de Eithsson'un golleriyle, soyunma odasına 2-0'lık çok önemli bir avantajla gitti Haukar. Soyunma odaları, bizim halısahalardaki gibi aynı. Ben olsam devre arası soyunma odasına falan gitmem, sahada otururum öyle. Haukar'ın en büyük hatası da bu oldu... Soyunma odasına üstünlükle gitmek... Sokayım öyle tamlamaya. Skoru yanına alıp "gel bi soyunma odasını gezdireyim" diyor. Neymiş, üstünlükle gidiyormuş. Hassiktir!

İkinci yarıya iyi başlayan ve rakibinin soyunma odasına götürdüğü avantajı kendi tarafına çeviren, "bak birader önceden anlaşalım, soyunma odasına falan gelmiyosun bizimle, tamam mı?" diyen Grindavik, İzlanda liginde görmeye alışkın olduğumuz geri dönüşlerden birine adım adım yaklaştığının sinyallerini verirken, 62'de Hjaltalin'in golüyle farkı bire indirdi: 2-1.

Bu dakikadan sonra baskısını artıran ve Haukar'ın oyun anlayışını tamamen bozan Grindavik, Ondo'yla 78'de beraberliği yakalarken, hemen bir dakika sonrasında farkı bire çıkartan golü attı. Ah Tansu Polatkan... Evet, fark bire çıkmıştı ve Haukar'ın talihsizliği, Grindavik'in 3 puanı oluyordu. Ondo'nun 2 dakikada attığı 2 golle, Grindavik maçı 3-2 kazandı ve 8 hafta sonunda puanını 6'ya yükselterek, rakibine 3 puan fark atmış oldu. Şüphesiz ki bunda en önemli etken, soyunma odasına üstünlük falan götürmeyip efendi gibi gitmeleriydi.

Keflavík: 1 - Fram Reykjavík: 1

Sezona şampiyonluk parolasıyla başlayan Keflavík, İzlanda basınında çok konuşuldu. "Forgotten password?" tuşuna basarken yakalamışlar. Maç öncesinde her iki takım da 14 puandaydı ve averaj avantajıyla, Fram rakibinin önündeydi. Reykjavik'in ezeli rakibi Keflavik, henüz 3. dakikada Hauksson'un golüyle sarsılıyordu: 0-1. Daha sonra, 74'te eşitliği sağlamayı başardı Thorsteinsson'un golüyle. Fakat rakiplerinin aldığı puanlar ve Fram karşısında zorlanması gösteriyor ki, bu Keflavík daha parolayla falan devam edemez.

UMF Selfoss: 0 - FH Hafnarfjarðar: 2

Önce iğrenç bir espri yapmak istiyorum, UMF UMF .M KOKUYOR, UMF UMF G.T KOKUYOR, BUZ GİBİ .MLAR Sİ.İMDE PATLAR! Sonra da maça geçmek istiyorum. Gururumuz FH, 31'de Snorrason'un golüyle öne geçtikten sonra, bir tane de Vilhjalmsson'la salladı 60'ta. Sezona iyi başlayan ve öyle devam etmesini beklediğim Selfoss'u taş gibi bir oyun anlayışıyla mağlup etti ve beni pek sevindirdi. Uzun zaman sonra böylesine rahat bir galibiyet görmek, şampiyonluk parolasının aslında 1234 olabileceğini, şampiyonluğun zor olmadığını gösterdi cümle aleme. HAYDİ HAFNAR HAYDİ HAFNAR HAYDİ!

Şimdi puan durumuyla ilgili bir şey söylemek istiyorum...

Sekiz hafta sonunda lider 15 puanla Fram. Fakat ilk üç sıradaki takım 15, sonraki 3 takım 14, yedinci sıradaki takım da 10 puanda. Geriye kalanlar da 9-8-7-6-3 diye sıralanıyor. Yani 12 takımlı ligde puan tablosu aha böyle,

15-15-15-14-14-14-10-9-8-7-6-3. Buna eğlenceli değil diyen, İzlandalılar futboldan ne anlar diyen, heyecanlı olmadığını düşünen eşektir, odundur. La Liga'dan daha heyecanlı ulan! Puan durumuna bakmak için isee,

http://www.fifa.com/associations/association=isl/nationalleague/standings.html

21 Haziran 2010 Pazartesi

UEFA Avrupa Ligi Eşleşmeleri

Bir blog yazarı olduğumu unutmuşum ben. Hele ki böyle şirin mi şirin, buram buram İskandinavya kokan bir blog sahibiyken, yaptığım ayıp olmuş. Uzun zamandır yazmıyordum, aslında sebebi de yoktu sayın okurlar. Hiçbirinizden de "yazsana lan?" diye tepki gelmeyince, küstüm, yazmaz oldum. Sonra, kimse okumasa dahi yazacağım dediğim zamanlar geldi aklıma. En fazla bu kadar ayrı kalabildim, yine ufaktan başlayayım diyorum. Şu sıcak yaz günlerinde yapacak başka işim de yok zaten.

Bugün 2010/2011 sezonu UEFA AVRUPA Ligi ön eleme turu kuraları çekildi. Ne uzun şey lan öyle? X sezonu Y ligi HedİNCİ tur kuraları! Uzun muzun ama elin adamı acımıyor, çekiyor. Bize de, İzlanda futbolunu sevenlere de acımadı. Makus talihimiz yine bizi artistik bir çalımla bakkala yolladı ve İzlanda'nın gururu Breiðablik UBK'nin ikinci ön eleme turundaki rakibi İskoç temsilcisi Motherwell oldu.

Bu takımları yakından tanımıyor olabilirsiniz fakat hepiniz Beşiktaş JK'yı biliyorsunuz. Hah işte bu temsilcimizin aynı turdaki rakibi de Faroe Adaları'nın rakiplerine korku salan güçlü ekibi Vikingur Gotu oldu. Ben kendi evlerinde Beşiktaş'ı zorlayabileceklerini düşünüyorum zira o dağın eteğinde mangal yapmak varken, İbrahim Üzülmez kanattan orta açmayı düşünmeyecektir. İstanbul'da işi bitirip, tatile gidecektir Beşiktaş.

Faroe Adaları'nda televizyon var mı bilmiyorum ama bu maçı televizyondan canlı takip edebilmek harika olacak. Kurayı çekenlerin ellerine sağlık diyorum. Beşiktaş, ilk maçını 15 Temmuz'da İstanbul'da oynadıktan sonra 22 Temmuz'da Vikingur Gotu'yu, Gotu'da yenmek için yola çıkacak. Daha doğrusu öncesinde çıkacak, maç o gün.

***

Ben ilgi alanımdaki liglerin takımlarının eşleşmelerini, şanslarını değerlendirmek istiyorum efendim. Birinci ön eleme turundan başlayayım... Maç tarihlerinin 1-8 Temmuz olduğunu belirtmekte fayda var...

NSÍ Runavik - Gefle IF: Ben Gävle temsilcisi için sevinip İsveçli arkadaşıma "Runavik çıktı lan!" diye haykırdığım sırada, kendisi "Kolay takımlara kaybediyoruz biz abi ya! Oyuncu değişikliği hakkımız da doldu! DOLDU!" diye küfrediyordu... Fakat ben yine de bu kuranın, İsveç temsilcisi adına şeker gibi olduğunu düşünüyorum. Faroe Adaları'nda şampiyonluk mücadelesi veren Runavik, gol yeme işini tadında bırakarak sağ salim kurtulmayı düşünmeli. Gefle turu geçerse(ki geçmemesi kıyamet alameti olacaktır) ikinci ön eleme turundaki rakibi Dinamo Tiflis - Flora Tallinn eşleşmesinin galibi olacak. Bu ekipler Gefle'yi zorlayabilecek kalitede değiller. Ben çok anlamıyorum bu işin formatından ama üçüncü ön eleme turunda hayvan gibi bir rakiple karşılaşmazsa, Gefle'yi gruplarda görebiliriz.

Zhodino - Fylkir: Turuncu-siyahlım İzlandalım, Belarus ekibi Zhodino'yla eşleşti. Takımın tam adı FC Torpedo Zhodino, işinize yarar mı bilmem. Kendileri hakkında pek bir bilgim yok fakat Flykir'den iyi olmadıklarını rahatlıkla iddia edebilirim. İzlanda takımlarının gruplara kalma şansları çok az olsa da, ligde iyi bir performans grafiği yakalayan Fylkir rakibini yiyecektir diye düşünüyorum. Eşleşmenin kazananı OFK Beograd'a rakip olacak. Hırslı oynayıp bloklar arası bağlantıyı iyi sağlayan bir Fylkir'in önünde kimse duramaz.

Randers - F91 Dudelange: Fenerbahçe eşleşmesinden tanıdığımız, kardeşimden daha küçük olan Danimarka temsilcisi Randers, SAS Ligaen'de "küme düştü salaklar eheh" dediğimiz anda yaptığı inanılmaz çıkışla, hiç değilse 1 sene daha kalmayı başardı. Dudelange ise, futbol kulüplerinin "burda futbol mu oynanır ya?" diye trip atıp başka ülkelere kaydoldukları Lüksemburg'un bir şehri. F91 de onların takımı haliyle. Eşleşmenin kazananı Gorica'yla oynayacak. Randers'ın da üçüncü tura yakın olduğunu söyleyebiliriz sanırım.

TPS - Port Talbot: Turun Palloseura, Gallerli Port Talbot'la kapışacak. Kâğıt üstünde kaliteleri yakın gibi görünse de, kâğıt altında Turku ekibi rahat geçer gibi. Eşleşme galibi Cercle Brugge ile oynayacak ve muhtemelen anasının ligine dönecek.

KR Reykjavík - Glentoran: İzlanda'nın güya en büyük kulübü, çevik İzlandalıların Reykjavík menşeili takımı, gitti Kuzey İrlanda takımıyla eşleşti. Ne olur dersiniz? En eğlenceli eşleşme olur derim. İkisi de birbirinden amatör allahın cezaları. Valur'un İrlanda'da Cork'a yenildiği maçı izleyince, Britanyalılara karşı oynanan maçlarda İskandinavlara güvenilmemesi gerektiği kanaatine vardım. Kalite olarak çok yakın takımlar. Tanrı'nın İskandinavya taraflarında olduğu düşünülürse, Reykjavik'e bir şans verebiliriz. Eşleşme galibi Ukrayna'nın Karpathy Lyiv takımıyla oynayacak, o zaman Tanrı bile yardım etmez zaten KR'ye. Knattspyrnufelag. Abov.

Kalmar - EB/Streymur: Stadyum avantajıyla EB/Streymur iki adım önde. Fakat İsveç'te ilk 14 haftayı gayet iyi geçiren Kalmar, Faroeli dinlemez dağıtır. Ve bu eşleşme muhtemelen Kalmar'ı üçüncü ön eleme turuna taşıyacak, zira kazanan Dacia - Zeta eşleşmesinin galibiyle oynayacak. Onlar kim lan?

Trans Narva - Myllykoski: Transa geçen Eston ekibi ligde kendisinden beklemediğim bir performans sergiliyor. Olumlu yönde. Finlandiyalı abilerimizse berbat bir sezon geçiriyorlar. İzleyip görelim, çok acayip bir eşleşme. Futbol çok enteresan bir oyun. Eşleşme galibinin rakibi Sant Julia, turu geçen yaşadı.

***

İkinci tur ön elemeleri için ayrı ayrı yorum yapayacağım. Yani ayrı yapacağım da, maçlara ayırmayacağım. Motherwell - Breidablik eşleşmesinde, her ne kadar can-ı gönülden destekleyip bir mucize beklesem de, Breidablik'in pek şansı olduğunu düşünmüyorum. Bröndby, Vaduz'u çiğ çiğ yer. Stabæk, Laçi - FC Dnipro Mogilev eşleşmesinin galibiyle oynayacak ve çok rahat kazanacak(diye düşünüyorum). Elfsborg'un rakibi, Moldova temsilcisi Iskra. İnanılmaz kolay bir kura. Molde, FK Jelgava'yı rahat eleyebilecek güçte ama niyeyse bu Baltık takımlarına karşı bir özrü var İskandinavların, bilemedim. Beşiktaş, Vikingur'un affedersiniz götünü yiyecektir muhtemelen. FC Honka da Bangor City eşleşmesinde bir adım önde gibi. Ayağını geri alırsa yarış başlayacak.

30 Mayıs 2010 Pazar

Posta / Not

Brann Bergen SK, Tromsø'de yakaladığı başarının ardından anlaştığı teknik direktör Steinar Nilsen ile yollarını ayırmış, olaylı Hønefoss BK mağlubiyeti sonrası kendisini postalamış bulunuyor.

Takımın başına geçmesi muhtemel iki teknik adam var: Trond Johan Sollied ve Arne Sandstø. Sollied bir ara Ankara'ya gelmişti ve sanırım Ankaragücü'yle anlaştı. Pek çok kupa kazanmış, pek çok ülkede farklı takım çalıştırmış yetenekli bir teknik direktör fakat Brann'ın da dötüne kaçabilecek türden birisi. Çok para isteyecektir haliyle. Bu yüzden, şu sıralar Adeccoligaen'de Bergen ekibinin cenabetliğini yaşayan Løv-Ham'ın teknik direktörü Arne Sandstø düşünülüyor.

Kim gelirse gelsin de şu takımı alsın ilk 10'a soksun bari.

Bir de başlıkta belirttiğim gibi arkadaşlar, bir şey diyeyim ben size. Maçların bir bölümü Pazartesi oynanacak, yani bildiğimiz yarın. Tüm liglerle ilgili yazıları, "kim n'etmiş bu hafta?"ları Salı günü yazacağım. Maçları parça parça vermek istemedim. Görüşmek üzere.




29 Mayıs 2010 Cumartesi

Hayat Çok Tuhaf, Runavík Falan...

Dün akşam, Fuglafjördur - Runavík maçının sonuna kadar oturamadım. İlerleyen saatlerde de yazma şansım olmadı. Dolayısıyla Cuma günü oynanan üç maç hakkındaki değerlendirmelerimi bugün yapmak durumundayım. Yaz aylarında çoğu günü sevmem. Kışın bayıldığım hafta sonlarından yaz aylarında nefret ederim. Yapacak işin olmadığı, sıcaktan kavrulunan, sap gibi oturulan bu berbat günlerde bloglamak cidden en iyisi, sağol Fuglafjördur, sağol Runavík.

Dünkü yazımda, çok önemli maçlar olmadığı sürece ayrı ayrı yazmayacağımı belirtmiştim. Tatil yapmayı pek seven İskandinav abilerimize rağmen, her hafta 15-20 maç hakkında ayrı ayrı yazı yazmam gerekecek ki ben sadece 16 yaşında bir öğrenciyim. Bu işten para kazanıyor olsam, mesleğim olarak günde 10 saat yazar ve yapardım tabi ki fakat zamanım kısıtlı maalesef. Hafta sonuna girmiş olmamızı ve bu berbat Cumartesi gününü fırsat bilerek, sizlere dün akşamki maçları anlatmak, "vay anasını" demek ve dedirtmek istiyorum.

***

Ykkönen'de, önemli sponsorluk sözleşmeleri imzaladığını belirttiğim Oulu ekibi OPS Oulu, ligin kendisi gibi yenilerinden FC Espoo ile karşılaştı dün. Şöyle ihtimal olarak göz önünde bulunduracak olursak, ev sahibinin pek şansı yoktu. %20 Espoo desek, %35 beraberlik, %45 Oulu olur. Yani maç öncesinde "kim kazanır?" deseler ben böyle bir oranlama yapardım. İlk yarı %35'lik ihtimal, ikinci yarıda da %45'lik ihtimal gerçekleşti. Dengeli geçen ilk yarının ardından, ikinci yarıya hızlı başlayan OPS, kilidi çabuk açtı. 48'de Björkstrand, Sixten'in topuna "gel sen bakayım buraya" derken kendi ağlarına gönderdi bahsi geçen topu. Espoo şoku henüz atlatmamışken, üzerinde "Juntunen'den selamlar" yazılı top, ikinci kez Espoo ağlarını havalandırdı. Ev sahibinin ümit veren etkili oyuncusu Seferi'nin 88'de attığı gol, puan için yeterli olmadı. Bu skorla puanını 10'a yükselten Oulu ekibi ligde dördüncü sıraya yerleşti. Tipik bir Ykkönen maçıydı. Peki ya Superettan ve Vodafonedeildin maçları?

Kesinlikle öyle değillerdi. Şimdi mikrofonu Jönköping'de bulunan arkadaşım... Yok, yine ben anlatacağım.

***

Ligin düşmemeye oynayan ve ne hikmetse kümede kalmayı daima başaran takımı Jönköpings Södra, Türkiye saatiyle 20:20'de başlayan maçta Östers IF'i ağırladı. Öster'in, Jönköping temsilcisinden hiçbir farkının olmadığını belirtmekte fayda var. Maç öncesinde "Ne olur?" diye sormuş olsaydınız, "Sıkıcı geçecek bir maç olur, üç skor çıkabilir: 1-0, 0-0, 1-1" diye cevap verirdim. Maç sonunda ise mosmor olurdum.

Maça geride bıraktığımız haftalarda etkilerini göremediğimiz etkili futbolcularıyla ağırlığını koyan Jönköpings, 2. dakikada Redo ve 9. dakikada Cederqvist'in attığı gollerle, maçta 10 dakikada dolmadan 2-0'lık üstünlük yakaladı. Jönköpings'in yorulmasını bekleyip "beyler bari yemeyelim defansı"na dönen Öster, 29 dakika daha direnebildi ve ev sahibi, 38'te Fagercrantz'ın attığı golle, soyunma odasına 3-0 önde gitti. Jönköpingliler de dahil, kimsenin beklemediği bir skordu bu. Galibiyet belki doğal karşılanabilirdi fakat 45 dakikada 3 golün atılması, başlı başına bir ilginçlikti, Jönköping adına bir futbol mucizesiydi. Bu kabızların 45 dakikada 3-0 öne geçmelerine anlam verilemiyordu. Belki de bunları düşünen tek insan bendim...

İkinci yarıya Öster, beni bir kez daha dumur etti ve baskılı oyunun karşılığını, 63'te Karekezi ile aldı. Yorulan Jönköping'in üzerine daha çok gitmeye başlayan Öster 72'de Smajlovic ve 78'de Katenda'nın golleriyle, durumu 3-3'e getirmeyi başardı. Jönköping'in 45 dakikalık mucizesinin üstünü 33 dakikada yine bir mucizeyle örten Öster, ikinci yarıda etkisiz kalan rakibinin maçı bıraktığını düşünüyordu fakat çok pis yanılmıştı. Bu dakikadan sonra yeniden gaza gelen Jönköping, 83'te Fagercrantz'ın golüyle yeniden üstünlüğü ele geçirdi. 90'da Öster'in üçüncü golünü atan Katenda oyundan atılınca, Öster de yenilmiş sayıldı.

Her sezon acayip işler yapan ve kümede kalmaya oynayan Jönköpings, bu sonuçla birlikte beşinci iç saha maçında 9. puanına ulaşmış oldu. Geçen hafta yine Jönköping'de, 84. dakikada Eutus'un attığı golle Hammarby'yi 2-1 mağlup etmişlerdi. Bu sene işler o kadar kötü gitmiyor, hiç değilse playout oynamayacaklar gibi... Ama Öster'in daha çok çalışması lazım, hehe.

***

Kimsenin iplemediği, gönülden bağlı olduğum(eheh) Vodafonedeildin... Daha kolay adıyla, Faroe Adaları Birinci Ligi. Aslında hiç de kolay değilmiş, daha uzunmuş. EB/Streymur başlığında, dün oynanan maçın önemini belirtmiştim, tekrar yazmaya gerek duymuyorum. İsteyenler yazının ikinci bölümüne bakabilir ve içinde bulunulan seksi ortamı daha iyi görebilirler. Muhteşem geçen bu maçın bir de puan durumu için önemi göz önüne alınılırsa, sahadan çıkan sonuç ve oyun, futbolseverleri ciddi anlamda güldürecektir. Maç sonucunu gördükten sonra abartısız 5 dakika güldüm. Sevindim. Faroe Adaları'nın ne kadar eğlenceli bir yer olduğunu düşündüm. Halı sahada yaşanmayan geri dönüşlerin ligini sevdim ben, Vodafonedeildin'i sevdim. Maça gelelim...

Türkiye saatiyle 20:30'ta başlayan, 10. haftanın ilk maçı. Maç öncesinde 18 puanı bulunan Fuglafjördur lider, 16 puandaki NSÍ Runavík, HB Tórshavn'ın ardından üçüncü sırada bulunuyor. Faroe futbolunda "favori" kelimesine yer olmadığını belirtmek lazım. Türk futbolseverlerin Fenerbahçe eşleşmesinden tanıdıkları B36 Tórshavn var. Onun haricinde her sezon farklı bir şampiyon çıkabilir, "favori" deme gafletinde bulunduğunuz takımlar rezil performanslar sergileyebilirler.

Kâğıt üzerindeki performansa bakıldığında bu maçın favorisi Fuglafjördur'du...

Henüz ikinci dakikada Nenad Saric'in attığı golle 1-0 öne geçen ev sahibi, "Favori yokmuşmuş, sktir!" der gibiydi. 30'da Hansen skoru eşitlese de, 43'te Dalbuo, Fuglafjördur'un soyunma odasına 2-1 önde gitmesini sağlayan golü attı. Buraya kadar garipsenebilecek bir şey yoktu. Gol ortalaması olsun, oyun olsun... Faroe Adaları standartlarındaydı her şey. Fakat ikinci yarı öyle olmayacaktı. Galip gelmesi halinde liderlik koltuğuna oturacaktı Runavík. İkinci yarıda oynadıkları oyunla da bunu ne kadar istediklerini gösterdiler. "Kalesinde sigara içen halı saha kalecisi"ne dönüşen Fuglafjördur kalecisine, "kundurayla maça çıkan halı saha oyuncusu" olan oyuncular da eklenince, işin rengi değişti.

53'te Lukjani'nin golüyle farkı ikiye çıkartan Fuglafjördur, hepten dağıttı. Golü arayan, koklayan(oldum olası kılım bu tabire) fakat bulamayan taraf Runavík'ti, ev sahibi oyunu rölantiye alma derdindeydi fakat top oynamaya fırsat bulamıyordu.

Runavík aradığı golü 70'de Jovevic'le buldu. O da ne? 3 dakika sonra, takımının ilk golünü atan Hansen yine sahneye çıktı ve skoru 3-3'e getirdi. 5 dakika sonrasında Jann Ingi Petersen "beyler bi' tane de ben atayım" dedi. Maç öncesinde "abi böyle hani perdeyi kapatan oyuncu falan diyolar ya haberlerde, öyle olmayı çok istiyom biliyo musun?" şeklinde açıklama yapan Potemkin, perdeyi kapatan isim oldu.

"Sübhanallah kardeş ibretlik bir paylaşım" diyeceğinizi biliyorum. 2 farkı bulduktan sonra rakibini ciddiye almayan, top saklamaya çalışan fakat topu dahi göremeyen Salih ve saz arkadaşlarının akıl almaz mağlubiyeti, hepimize ders olmalı. Maçtan sonra...

Fuglafjördur karısından boşandı. 18 puanla ikinci sırada bulunuyor fakat bugün ve yarın oynanacak maçlarla muhtemelen yerini kaybedecek.

NSÍ Runavík 19 puanla liderlik koltuğunda oturuyor. HB Tórshavn'ın puan kaybetmesini bekleyecek...

***

İşte böyle sevgili okurlar. Maç yapılan tüm liglerin değerlendirmesini yarın falan bulabilirsiniz, hoşçakalın.

28 Mayıs 2010 Cuma

Bahis ve Yorum

Bir Cuma günü daha geldi sevgili okurlar. İddaa bültenimizi aldık, sayfalara şöyle bir baktık ve maçları gördük. Norveç ve İsveç'te birinci lig maçı yok. Dolayısıyla diğer liglerden de maçlar seçmek durumunda kalacağız kuponlar için. Hoş bu maç olmamasından kaynaklanan bir durum değil. İskandinav futboluyla ilgileniyoruz fakat diğer liglerden takımların da yer aldığı kuponlar yaptığımız oluyor. İskandinavya'daki maçların oran anlamında berbat olmasından dolayı, bu seferlik diğer liglere yöneliyorum. 6-7 maçı yorumlayarak bir kupon oluşturmayı düşünüyordum fakat kopyalama sırasında saçmaladığım için 5 maç gitti, 2'si kaldı. Özür dileyerek dalıyorum,

226 | Porin Palloseura - PK 35

Pori ekibi her sezon Veikkausliiga'yı zorlayan, bir türlü yükselemeyen takımlardan. Kadroda sakat ya da cezalı yok. 3 önemli sakatı bulunan ve vasat bir takım olan PK 35'i, Pori'de mağlup edeceklerdir. Oran pek cazip, 1.60'tan 1 diyorum.

230 | Assyriska FF - Ljungskile

Sezon başında Ljungskile'nin Allsvenskan şansını zorlamasını bekliyordum. İlk haftalarda muhteşem savunmalarıyla puanları birer birer aldılar, geçtiğimiz hafta lider Norkköping'i 2-1 mağlup ederek en azından playoff için iddialı konuma geldiler. Sezona beklentilerin çok çok altında başlayan Assyriska'da kötü oyun sürüyor. Defansıyla durduramayacağı takım bulunmayan Ljungskile, işi buraya kadar getirmişken Södertälje'den hiç değilse 1 puanla dönecektir. En garanti tercih 1.55'lik oranıyla "alt" gibi görünüyor. 02 çifte şansın oranı 1.62 fakat "alt" oynamak daha mantıklı.

(maçların geri kalanı sebebini anlayamadığım bir şekilde silindi, kopyalarken saçmaladım sanırım, özür diliyorum. haftaya olmayacak. şimdilik bu iki maçın yorumu var. kuponun devamı, kuponlar aşağıda)

***

KUPON 1

226 | Porin Palloseura - PK 35 | 1 | 1.60 | MS: 4-3
230 | Assyriska FF - Ljungskile | alt | 1.55 | MS: 2-1
232 | Hammarby - Väsby United | üst | 1.75 | MS: 2-0
239 | Mariehamn - Helsinki | 2 | 1.75 | MS: 1-2
310 | Bodø-Glimt - Bryne | 1 | 1.45
326 | Lyn Oslo - Follo | 1 | 1.55

ORAN: 17,06 TL

KUPON 2

309 | Dagenham & Red - Rotherham | 0 | 3.00
320 | Kemi Kings - Kotkan | 1 | 1.85
352 | Haka - Myllykoski | 1 | 1.90
355 | Valur - Fylkir | 1 | 1.90

ORAN: 20,03 TL

KUPON 3

227 | Millwall - Swindon (h1) | 0 | 3.40 | MS: 1-0
231 | Brage - Degerfors | 1 | 1.95 | MS: 1-1
229 | Angelholms - Falkenberg | 0 | 3.10 | MS: 1-1
245 | D. Kongo Cumhuriyeti - Kuzey Kore | 2 | 2.00 | İPTAL

ORAN: 41,10 TL

***

Bu kuponlar okurların daha kolay maç seçebilmelerine olanak sağlamak amacıyla yapılmış kuponlardır. "Vay anasını adam işi biliyor ha, girelim 100 misli" denmemelidir. Maçlara bakılıp, beğenilenler çekilip kuponlara yazılmalıdır. 4 maçlık bir kuponun tutma ihtimali 1/81'dir fakat 4 maçın arasında tutacak bir tane seçmek o kadar zor değildir. Matematik özürlüyüm hesaplayamıyorum tabi ama 1/81 kadar kötü olmamalı.

Aklınıza yatan maçlar olmaları dileklerimle, bol kazanç efendim. Az maçın bulunduğu İddaa programında güvenebileceğim şu kadar maç seçebildim, hüsrana uğramak gibi bir korkum da yok değil elbette. Dünya Kupası başlasa da bülten şenlense bari. Şimdilik benden bu kadar. İmkânım olursa ki muhtemelen olacaktır, maç sonuçlarını ve tuttu-yattı durumunu ekleyeceğim.

Görüşmek üzere.



Günün Maçları

28 Mayıs Cuma günü oynanacak maçlar,

(FİN2) 18:30 FC Espoo - OPS Oulu
(İSV2) 20:20 Jönköpings - Öster
(FRO1) 20:30 Fuglafjördur - NSÍ Runavík

Maçlar çok büyük öneme sahip olmadıkları sürece ayrıca yazı yazmayacağım maçlar hakkında. Fuglafjördur maçı bittiğinde bilgisayarda kalabilecek durumda olursam, bir şeyler yazayım diyorum. Haftanın en önemli maçı. Hoş dünyada takip eden en fazla 100 kişi vardır ama olsun. Faroe Adaları'nda ligin kaderini etkileyecek bir maç, hehe.

Bahis yapılabilen tüm maçlar için tahminleri "Tutturaldo Gonzalez"de bulabilirsiniz.